Kibrit

Kibrit

Ağaç / Wood, 165 x 40 x 35 cm, 2019

“Doğasının gerekliliklerini yerine getiremeyen her şey, yok olmaya mahkumdur. Üreyemeyen canlılar, yürümeyen arabalar, yanmayan kibritler. Kimi zaman varlığımızın nedenini sorgularken gereğinden fazla derinlere ineriz. Fakat bu bizi çoğu zaman hakikate yakınlaştırmak yerine, bizi ondan uzaklaştırır. Bir kibrit ne kadar yanabilir? Yanmayan bir kibrit ne kadar kibrittir?”

ZERO-GILGAMESH

ZERO

Üretken tasarım,3830x960px,2020

Bu video, yaratıcı kodlama yardımı ile gerçek-zamanlı olarak üretilmiştir. Görsel kısmı için Derivative

Touch Designer kullanılmış olup, sahneler tasarlanırken, tek hücreli bir mikroorganizma olan balçık kalıbın büyüme hareketlerinden ilham alınmıştır.Ses kısmının kompozisyonunda Ableton Live kullanılmıştır. Ableton Live programındaki Bas, Atmosfer ve Synthesizer sesleri ayrı kanallardan Touch Designer’a bağlanmış ve gerçek-zamanlı olarak görseli etkilemiştir. Bu bağlantı için; bu iki farklı amaca hizmet eden program arasında TDAbleton eklentisi kullanılmıştır.

Kompozisyonel olarak, balçık kalıptan yola çıkarak, evrendeki bir canlının veya varlığın doğumu, büyümesi ve sonuç olarak yok oluşu sıralaması izlenmiş;bu, aynen yaşam gibi bir doğum-ölüm döngüsü içerisinde acele etmeden ve sakince gelişerek, yeri geldiğinde ise organik patlamalar kullanılarak anlatılmak istenmiştir.

GILGAMESH

Dijital çizim,1920x1080px,2020

Gilgamesh, Windows ve Mac için tasarlanan, Gılgamış Destanı’nı konu alan bir macera oyunudur. Oyunda, Gılgamış Destanı tekrardan yorumlanmış ve dijital olarak çizilmiştir. Dijital çizimlerin tarzında, çizgi film ve el çizimi etkisi aranmıştır. Oyun yan izometrik bakış açısıyla gözükmekte; karakter, çevresindeki bütün diğer karakterlerle konuşabilmektedir. Bu diyaloglar ise oyunun akışını, hikayesini etkileyecek şekilde kurgulanmıştır. Karakter, etrafındaki çoğu nesneyle etkileşime geçebilmektedir. Oyunda ana karakter Gılgamış, bebekken bir nehre bırakılır, onu bir cüce ırkı olan Uruk’lular bulur ve büyütmeye başlar. Zaman geçtikçe, Gılgamış, Uruk’lulara göre boyut olarak bir deve dönüşmeye başlar ve kendi cüssesinde biri olmadığı için git gide yalnızlaşır, ta ki boyut olarak dengi olan canavar Enkidu ile karşılaşana kadar… Bu şekilde, özetlenebilecek olan hikaye, dallanıp budaklanacak ve 3 bölümden oluşacaktır. Uruk bölümü(Çocukluk), Enkidu bölümü(Gençlik), Ölümsüzlük(Yetişkinlik) bölümü. Her bölüm farklı haritalardan oluşacak, bir ana harita etrafında; içinde gezilebilecek detaylı mekanların olacağı haritalar olacaktır.

Her seçim bir vazgeçiştir

Yazılar, manipüle edilmiş görseller ve sesli unsurlar bütünüyle oluşturulmuş bir manifesto...Video Teknik, 720x960, 360p, 2019

Hayatın içinde kazanmak, başarmak ve yetişmek için sürekli koşturan ama hiçbir şeye yetişemeyen insan kendini farkına varmalı. Çünkü zaman onu artık esir almış durumunda. İnsan öyle hızlıdır, öyle meşgul ki bedeni artık ruhunun önüne geçiyor. İnsan yavaşlığı keşfettiğinde bedeni ruha kavuşmanın coşkusunu yaşayacak.

BEDENSİZ-MEKANIM-MEKANIM II- ANNEMİN BEN GÜNAHI

BEDENSİZ

Tuval üzerine yağlıboya,70x140cm,2020

MEKANIM

Tuval üzerine yağlıboya,70x140cm,2020

MEKANIM II

Tuval üzerine yağlıboya,80x160cm,2020

ANNEMİN BEN GÜNAHI

Tuval üzerine yağlıboya,pasta, bordür, tutkal hamuru 80x220cm,2020

Çalışmalarımda, insan bedenini yüzey üzerinde ve farklı yöntemlerle (heykel, baskı, performans, dijital çizim, video) yeni iletişim ifadeleri kurguluyorum. İzleyici ve sanat eseri arasındaki bağı uzun tutmaya çalışıyorum. Çalışmalarımın temel bağlamı “Beden Dili ve İfade”dir. Genellikle insan bedeni (çoğunlukla kendi bedenim) kullanıyorum. Seçtiğim kompozisyon ve arka planın kurgulanma biçiminin amacı;  kullandığım ana imgeyi ön plana çıkartmak ve izleyicinin ilk bakışını imgeyle buluşturmaktır. Teknik ve yöntemler değişse de sanat eserlerindeki yarattığım metaforlaşmış imge ve kurgunun belirgin ortak özellikleri; kompozisyon, renk armonisi, imge kesitleri, mekan-mekansızlık ve dokulardır. Resimlerimde insan bedeninin ne açıdan, ne kadar görüneceği ve içerinde bulunduğu “ifade dili”  ile yüzey üzerinde, bedenin ne kadar ve hangi bölümünü kullanacağımı seçerek olağan-olağan dışı bir şekilde kurguluyorum. Bu kurgularda çoğunlukla ifadenin temeli olarak düşündüğüm “dil organı” ve insan bedeni uzuvlarını kullanıyorum. Kendi bedenimi, “ana mekan” olarak adlandırıyorum ve bedenimi mekanlaştırma üzerine çalışıyorum. Küçük boyutlu heykellerimde beden kesitlerinden yararlanarak “abject” izlenimler yaratıyorum.

Çalışmalarımın oluşum süreçleri çeşitlilik gösterir. İlk önce ulaşmak istediğim sonucun ne olduğunu belirler ve teknik çözümleme süreçlerinde kullanacağım malzemeler ve alternatiflerini araştırırım.  Üretim aşamasında karşılaştığım teknik sorunları en doğru ve kolay şekilde çözümlemek bana haz verir. İlk defa kullandığım teknikleri ve malzemeleri kullanmak, süreci heyecanlandırıyor sonuca bakış açımı geliştiriyor. Bağlamım sonucunda ortaya çıkan projenin içeriğine en uygun olduğunu düşündüğüm disiplinlerarası yöntemlerle oluşturuyorum ya da doğaçlama olarak ilerlediğim yeni malzemeler, yöntemler kullanıyorum. Çalışmalarımın çoğunu kendi atölyemde üretiyorum. Mekanımın sınırlarını zorlamak, küçük ya da büyük boyutlu işler fark etmeden, çalışmaların hepsini bir arada görmek, planlamak ve sonuca varmak sürece tamamen hakim olmamı sağlıyor.

ÇAĞRIŞIM

Animasyon içindeki imgeler ve metamorfozlar, insanın düşünme becerisinden ve beynin düşünce gücünden ilham alınarak yapılmıştır.

TURUNCU

Tuval üzerine yağlıboya,70x80cm,2020

Hiç konuşmadan birinin o anki hissini, ifadesini ve duygusunu anlayabilmek zordur. Görsel anlatım dilini yalın tutarak sadece az renk,masa ve figür kullandım ççünkü resmin fazla konuşmasına gerek yoktu. Sembole ya da başka bir nesneye ihtiyaç yok. Asıl olan ifadedir ve figürün duygusu. Amaç ise o duyguyu seyirciye aktarabilmektir.

Dodeka

Dodeka, 50cm x 35cm x 25cm (Birim Boyutu 12cm x 12cm), Elle Şekillendirme, Seramik, 2020

Dodeka, Yunanca on iki rakamını ifade eder. On iki köşeli yıldız, Malta şövalyelerini, inancı, güçsüzler için savaşı, cesareti, sadakati temsil eder. Yıldız formu, bir kalkan ve koruyucu olarak kullanılabilir ve sırları yönettiği düşünülür. Aynı zamanda adaletin ve kahramanlığın simgesidir.

Özgür Bedenler, 65cm x 50cm x 15cm (Birim Boyutu,15cm x 15cm), Elle Şekillendirme, Seramik, 2019

Özgür bedenler, zamanla kadın bedenlerinin sınıflandırılması, kadınlara empoze edilmiş olan zayıf kadın daha güzeldir mantığı, şişman kadın spor salonunda spor yapamaz algısı ve bunların sonucunda bir çok psikolojik çöküntüler yaşadığı kadınlarımızın bedenlerinin aslında herkes gibi olduğu, özgür oldukları, herhangi bir yargıya maruz kalmadıkları, ve vücutlarını istedikleri gibi kullanmalarının aslında hiç bir sorun olmadığı ama toplumun yaptığı genellemeler, popüler kültür dayatması sonucunda bu duruma getirilen kadınlarımızın, toplum tarafından baskı altında olmadığı, her bedenin kendisini güzel hissetmesinin önemli olduğunu umduğum özgür bedenlerdir.

 

KADIN BAŞINA

Animasyon,1920x1080px,2020

Orbital Jump

Orbital Jump, Dijital Oyun Tasarımı, Sayısal Ortamda Tasarım, 2020

Orbital Jump mobil platformlar için “mid-core” sınıfında geliştirilmiş “platformer” türündeki bir video oyunu projesidir.

Bugün var olan birçok eğlence ürününün arasında, video oyunları kendine ait kitlesi ve interaktif yapısıyla şüphesiz biricik bir yere sahiptir. Hem icra eden hem de alıcısı için bile karmaşık yapıda olabilen bu ürün anlaşılması ve yorumlanması bakımından geniş ve zor bir alan oluşturur. Bu projeye eğlence kavramının sosyal hayat için bir ihtiyaç olarak sınıflandırılabileceğini ileri süren, post-modernist dönemin saygıdeğer çizgi-roman yazarı Stan Lee, geleneksel sanatı günümüz eğlence sektörünün çizgi anlayışına ilk uyarlayan insanlardan Jean Giraud gibi isimler ilham kaynağı olmuştur

Mekansız / Yük

Mekansız / Kil Biçimlendirme 14 x 14,5 x 8 (cm)

Mekan; boşluklar ile dolulukların orantısından ibaret. İnsan da öyle... Her birimiz içimizdeki boşlukları doldurmak, dolulukları boşaltmak için, var olduğumuz mekanda bir yer ararız. İnsanın bu arayışı, mekansızlığı doğurur. Çalışmada, “insan”ı ana heykel temsil ederken, “insanın arayışı ve mekansızlığı yaratması”nı heykelin hareketliliği temsil etmektedir.

Yük / Kil Biçimlendirme 4 x 14,5 x 6 (cm)

İnsan ömrü boyunca etrafın ona yakıştırdıkları ile yaşar. Zamanla etraf, insana yük olmaya başlar. Yükten kurtulmak isteyen insan, başka insanları yük sahibi yapar. Bu bir devinimdir. Kurtulduğumuzu sandığımız her yük, farklılaşarak bize geri döner. İnsan yükten ibarettir; ona verdiği ve ondan aldığı kadar. Çalışmada, “insan” ana heykel, “yük” üç yandaki heykelcikler, “devinim” ise heykellerin kafa bölgesindeki oyuklar olarak soyutlanmıştır.

Yok Oluş İçinde Yaşam

Dakikalar önce yaşamından bir anı sosyal medyada paylaşan kadın, dakikalar sonra bir hiç uğruna öldürüldü. Peki ya gerçekten aramızdan ayrıldı mı? Hayır... Sosyal medya hesabında kalan fotoğraflar, o anılar tekrar bizi onun yaşantısını gülümsemesini paylaşma olanağı sağlarken bedenlerinin yok oluşu bizi sadece bıraktığı gülümsemelerle yetinmeye itti. Peki ya sadece bir kadın mı? Yaşamını yitiren yüzlerce kadının acı dolu sonlarını ekranlarda izledik. Teker teker isimlerini işittik. Hepsi teker teker hayatlarımıza dokundu ve aramızdan ayrıldı. Her yok oluş içinde yaşamı barındırır, anılarımız yaşarken ölmüş sayılmayız hayat ve ölüm arasındaki bu ince çizgi esas alınmıştır.

Mobilya Tasarımı, Double Chair

Alüminyum daire profil, Deri kaplama Standart Mobilya Üretim Teknikleri / Video Teknik, 1920x1080, 300dpi, 2020

Mobilyanın tasarım sürecinde; tasarımcının baskın kişisel özellikleri saptanmış, modern dönem öncesine ait mobilyalar incelenmiş ve tasarımcının kimliğiyle en yakın özelliklere sahip olduğu düşünülen mobilya seçilmiştir. Seçilen Chippendale dönemi mobilyasının analiz edilmesiyle; fazladan eklenmiş orta ayak, ayaklara ve sırtlığa işlenmiş ince detaylar, geniş oturma yüzeyi, birbirinden farklı ön ve arka ayaklar, oturma yüzeyini sınırlandıran iskelet tasarımcının kişisel özellikleriyle ilişkili bulunmuştur. Ortaya çıkan mobilya, bu verilerin tümünün korunması ve yeniden yorumlanmasıyla oluşan sonuç ürünüdür.

Outlander/Matte Painting

Outlander

En fazla 4 kişiyle oynanan bir masa oyunu olan outlander adlı fastastik bir ormanda geçmektedir. Belli bir sistem üzerine kurulu olan oyun kartları, ‘item’lerle  ve ormanda karşılaşılanan engelleri aşmak sonucu hayatta kalanın kazandığı bir hayatta kalma oyunudur.

Genellikle karton, tahta, plastik gibi malzemelerden yapılmış düz bir zemin üzerinde, oyun taşlarını veya pullarını belirli kurallar çerçevesinde hareket ettirerek oynanan oyunlara masa oyunları denir. Bu oyunlarda zemin (oyun alanı) genellikle önceden resim, geometrik şekiller veya yazılarla oyuncuyu yönlendirecek biçimde belirlenmiştir.

Benim tasarladığım ‘Outlander’ dünyadaki bütün iklimlerin ve bitki örtüsünün görüldüğü yarı olağan üstü yarı gerçekçi bir ormanda geçen bir ‘hayatta kalma’ masa oyunudur. Oyun kartlar ve zar üzerinden ilerleyerek oynanmaktadır. ‘Yardımlaşma herkesi zafere götürür’ teması, oyun içinde rakiplerinizden yardım alabilmeyi sağlamaktadır.

Masa ve kart oyunlarının Türkiye’de az bulunması ve yurt dışındaki oyunların Türkçe kaynaklarının azlığından dolayı bilgisayar oyunlarına yöneliyorlar. Amacım bu doğrultuda çocuk-yetişkin bütün kitleye hitap eden bir masa oyunu tasaralamak oldu.

Kutu içeriği ve materyalleri

-Oyun kutusu (30/20 cm)

-Harita (40/40 cm)

-Oyun Kartları (10/4 cm 60 tane)

-Oyun itemler (3 boyutlu olarak kilden yapılan figürler resimlendi)

-Kural Kitapçığı

Sergide oyunun içeriği ve materyalleri dijital paspartu şeklinde sergilenecektir. Bütün parçalar etkileşimli halde olacak, tıklanıldığında büyük boy halleri gösterimi planlanmantakdır.

Matte Painting

‘Mat boyama’ (matte painting), sanatsal anlamda "fotoğraf gibi" boyama sanatıdır. Hayal gücünün inandırıcılık kaygısıyla oluşturduğu, aslında gerçekte olmayan bir yerin, çevrenin, ortamın gerçekmiş gibi çizilip, renklendirilmesi ve boyut katılarak yansıtılmasıdır. İkinci projemde bir mat boyama uygulaması yaptım.

Emmy’nin Rüyası

Stopmotion Animasyon

Bu çalışma, ödev yapmak istemeyen Emmy’nin çalışırken uykuya dalıp rüyasında ellerinin ödevden kaçması ve başlarından geçen maceralarını anlatır. Verilen ödevleri her daime ziyete dönüştüren Emmy, bunalmış, ödev konusunu kökten çözmek isterken, uykuya dalmıştır. Emmy’ nin rüyasında ondan kaçarken gördüğü elleri, onun bilinçaltında ödev yapmak istemeyen, fakat zorla yapan yönünü yansıtmaktadır.

Günümüz eğitim sisteminin sorunları öğrencileri ortaya iş çıkarmaktan ziyade işi daha kolay , basit ve hızlı yapmaya itmektedir.Öğrencilerin ödev yetiştirememe ,son güne bırakma ya da eksik ödev yapma gibi sorunlarının temelinde bu yatmaktadır. Sistemin öğrencileri ödevi zorunluluk halinden çıkarıp, oyunlaştırmaya itmesi gerekir.

Yaptığı ödevi, kısıtlamalar, verilen notlar, ve diğer baskılar yüzünden içselleştiremeyen öğrenci, istenilen işi ortaya çıkaramaz, yapacağı işe odaklanamaz. Ayrıca bütün bu sebepler ödev yapma süresinin uzamasını ortaya çıkarır. Ödev süresi uzayan öğrenci uykusundan feragat etmek zorunda kalır. Geç yatan öğrenci geç kalkmaya, kahvaltı yapmamaya, daha hareketsiz bir yaşama doğru itilir. Görüldüğü üzere eğitim sisteminin ödev sorunu bile tek başına öğrenciyi daha verimsiz ve isteksiz bir hale itmektedir ve öğrenci kaytarma yollarına başvurur.

Hedef kitlesi lisans ve yüksek lisans öğrencilerini kapsayan bu çalışma bahsedilen sorunlardan doğup, çözümü kendi içinde bulmaya çalışmaktadır. Bozuk bir sistemi aşmanın tek yolu bazen değiştirmek yerine var olana uyum sağlamaktır. Öğrenci bu çalışmada çözümü, var olan kurallar dahilinde, kuralların ona yaşattığı zorlukları anlatarak aşmaya çalışır. Sorunu öğrencinin sevdiği bir teknikle görselleştirerek ifade etmek bir nebze öğrenciyi rahatlatır, kendi sorunlarından ilham alması yapacağı işi anlamasına ve içselleştirmesine yardımcı olur ve bütün bunları yaparken aslında ödev yapıyor olmak öğrencinin sorununu kendi içinde çözümlemesini getirir.

Hikaye

Emmy, bilgisayarının başında ödevlerini yapmaya çalışmaktadır. Yavaş yavaş gözleri kapanan Emmy bulunduğu sandalyede uykuya dalar. Emmy uykuya dalınca sağ eli sol elini dürterek Emmy’nin uykuya daldığı gösterir ve onu ödev dışında bir şeyler yapmaya ikna eder. Emmy’den bağımsız olan elleri Emmy’nin kollarından ayrılırlar. Evin içinde bağımsızca dans ederler, süslenirler ve evin köpeği Jüjü’yü severler. Jüjü’yü severken Jüjü uyanır ve haraketli elleri kovalamaya başlar. Eller çaresizce yüksek bir yere tırmanır. Emmy’nin uyanması için alkışlamaya başlarlar. Emmy başı öne düşmüş, dinlediği müziğin sonundaki alkış sesleriyle uyanır. Yapması gereken ödevler ve elleri olduğu yerde duruyordur.

Boşluk-O An II-O An III

Boşluk
Alçı, Metal, 34 x 200 x 35 cm, 2020

O An II
Alçı, Metal, Düzenleme, 15 x 11 x 18 cm, 2020

O An III
Alçı, Metal, 2020

Hayatın gündelik eylemlerini gösterdiği düzenlemelerimde “o andan” kaydedilmiş fotoğraf gerçekçiliğini heykelde yapmaya çalışsam da nesnenin, görüntünün aktarılıyor olma temsiliyetini ön plana çıkaran bir gösterim ortaya koyar. Burada kastedilen fotoğraf algısıyla, anı dondurmak “anda kalmak” durumunu saptamaktan ibarettir. Hayatın gündelik eylemlerini oluşturan kompozisyonları yaparken amacım modle etmekten çok modle edilen gerçekliğin fotoğraf gibi kurgulanmış olmasıyla elde edilen izlenimlerdir.

İSİMSİZLER

Tuval üzerine karışık teknik, 90x110cm,2020

Tuval üzerine karışık teknik, 100x100cm,2020

Tuval üzerine karışık teknik, 30x30cm,2020

Tuval üzerine karışık teknik, 40x40cm,2020

Çizgi, soyutlamanın en kaba halidir, kusur kapatma ve anı tanımlama için kolay bir algı türüdür.
Çizgili kumaş kompozisyonlarımda soyutlama ve optik yöntemin nesne üzerindeki etkisini ele aldım.
Kompozisyonlarıma mekan algısı ekleyerek boyut etkisini arttırmayı amaçladım. Kumaşın örtücü bir
nesne olduğunu bildiğimiz üzere, gizlenmek konusu üzerinden çalışmalarımı ortaya çıkartmaktayım.

Mutasyon

Mutasyon 1, 35cm x 20cm x 10cm, El ile Şekillendirme, Seramik, 2019

Mutasyon 2, 70cm x 74cm x 30cm, El ile Şekillendirme, Seramik, 2019

KARŞILIK-KARŞILIK-KARANTİNA

KARŞILIK

Kağıt üzerine yağlıboya,70x100cm,2020

KARŞILIK

Kağıt üzerine yağlıboya,70x100cm,2020

KARANTİNA

Kağıt üzerine yağlıboya,50x70cm,2020

Resimdeki dilimin siyah rengiyle oluştuğunu söyleyebilirim. Karanlığı ve derinliği temsil eden siyah renk, çalışmalarımda bazen gerilim bazen de dramatik bir rol oynar. Işık ve karanlık benim anahtarımdır. Bundan dolayı açık ve koyu lekeleri çalışmalarımda ön planda tutarım. Son dönemde temizlik ve arınma konuları üzerinde çalışmalar yaptım. Genellikle işlerim insan psikolojisini barındıran konularla ilişkilidirler. Her gün farklı psikolojik etkenlere maruz kaldığımızdan dolayı kendi benliğimizi bulamamaya, kendimizle yüzleşmemeye başlıyoruz. Bunun farkındalığına vardığımda kendimle hesaplaşmalara girerek benliğimi ve varoluşumu sorgulamaya başladım. Bundan ötürü yıllardır yüzleşme ve arınma konularına ağırlık verdim. Kendi içimde bastırmış olduğum yüzeye çıkaramadığım korkularımı, siyahın sert ve keskin tavrıyla işlerime yansıtmış oldum. Resimlerimde dengeye, açık-koyu lekelere ve boşluğa dikkat ediyorum. Çalışmalarımda yapmış olduğum insan düşüncelerini, kurtçuk formuna dönüştürerek somutlaştırdım. İnsanın varlığını düşünceyle tanımlayabiliriz. Kafamızda oluşan düşünceler fazlalaştıkça bize ızdırap vermektedir. Bu ızdarabın oluşmasında en büyük etkenin diğer insanlar tarafından maruz kaldığımız psikolojik baskıların bizi kirlettiğini düşünüyorum. Izdırap hali arttıkça insanda oluşan ruhsal hastalıkların arttığını gözlemleyebiliriz. Bundan yola çıkarak insanın psikolojik hastalıklarının oluşmaması için düşüncelerin temizliğini yapmamız gerektiğini düşünüyorum Temizlik ve arınma konuları karantina süresinde yapmış olduğum ve devam ettiğim bir seridir. Kurgularımda alışılagelmiş mekan algısının aksine farklı mekanlar yaratmayı amaçladım. İşlerimde mekanı gerçeklik kaygısından uzak tutarak soyutlaştırıyorum. Kurguladığım bu mekanlarda, mekanın nerede olduğunu belirtmiyorum. Belirtmemin sebebi ise insan psikolojisiyle uğraştığımdan dolayı bireyin kendi iç karanlık dünyasını göstermek istediğimden. Resimlerimde çizgiler mekanı oluşturmaktadır. Yapmış olduğum seri; siyah, gri, beyaz ve kırmızı resimlerden oluşmaktadır. Bu seriyi önce dijital ortamda eskizlerini hazırlayıp daha sonra da yağlı boyayla kağıda (bristol) aktardım.

İSİMSİZLER

Tuval üzerine yağlıboya,150x200cm,2019

Tuval üzerine yağlıboya,150x90cm,2020

Tuval üzerine yağlıboya,150x90cm,2018

Benim yaşantımın hatırlanması . Sanatta boşluk ;  mekan, zaman ve harekettir. Boşluğu göstermek için doldurmak gerekir. İzleyici ile doğrudan hitaptan kaçınılmaktadır. İmgelerin etrafındaki boşluğun belli bir rolü vardır. Zihnin , sezgisel ve düşünsel süreçten uzaklaşması, kaybolmasının bir yansımasıdır. İmge, çok büyük olmayan yapay dünyanın  görmezden gelinen bu kalabalık içerisinde kaybolan , insan hayatındaki rolü çok büyük olan bir nesnedir. Dünya çok kalabalık hemen her şey çok kalabalık ve karmaşık bu karmaşıklık içerisinde göremediğimiz ama görmemiz gereken şeylerin yalın bir şekilde ifade etme biçimi. Sıkışmış ve daralmış dünyadan bir açıklık , ferahlık…

Loss & Emptiness

Loss & Emptiness, 21cm x 42cm x 21cm, Elle Şekillendirme, Stoneware, 2019

Kaybedilen şeyin yerine yenisini koyma çabası içine girmek.

Loss & Emptiness, 21cm x 42 x 7,5cm, Elle Şekillendirme, Stoneware, 2019

Loss & Emptiness versiyon, Elle Şekillendirme, Stoneware, 2019

İSİMSİZLER

Tuval üzerine yağlıboya,70x100cm,2020

Tuval üzerine yağlıboya,30x40cm,2020

Tuval üzerine yağlıboya,30x40cm,2020

Çalışmalarıma ilk başladığımda bir konu üzerinde eğilim göstermeden çalışmalar yaptım. Sanatın mekanları olarak arazi sanatı, yerleştirme sanatı, video sanatı ve performans sanatı gibi çağdaş sanat akımlarını öğrenmeye başlayınca etkilenmelerimde başlamış oldu.

Çalışmalarımda soyut mekan çalışmaları ve figüratif resimler üzerine kendimi geliştirmek istediğimi fark ettim. Mekan fotoğrafları çekip, üzerine soyutlama etkileri ile iç mekan düzenlemeleri üzerinde çalışmalarımı yürütüyorum. Beni sanat akımlarının arasında en çok etkileyen Barok ve Minimalist sanat akımlarında çalışmalarımda etkisi olduğunu fark ettim. Yaptığım çalışmalarda ağırlıklı olarak iç mekan çalışıyorum ve kendimi bu şekilde ifade etmeyi benimsiyorum. Bunu yaparken sıradanlıktan kaynaklanan aşinalığı kırmayı ve ortaya çıkan görselin beklenmedik bir algıya zemin yaratmasını amaçlıyorum.

Her insan yaşam boyunca onu çevreleyen dünyadan etkilenir. Kendi sınırlarımın içinde kalarak bulunduğum mekanı kullanarak bütünleşmeyi hedefledim.

Bağ

Bağ, 100cm x 50cm x 30cm, Elle Şekillendirme, Seramik (şamot), 2019

Mythical ,tehlikede olan biyolojik çeşitlikik ve risk altındaki canlılardan yola çıkarak tasarlanmış bir karakter serisidir. 
İlham: Çocukluk dönemi çizimlerim ve karakter tasarımlarımın yeniden keşfedilmesi.
Uygulama: Eskizlerden yola çıkarak tasarlanan karakterler dijital olarak Adobe illustrator ve photoshop aracılığı ile çizilmiştir. After effects ile hareketlendirilmesi planlandığı için daha sade ve geometrik bir dil kullanımıştır.
 

Ninda-Mekreon

Ninda

Arkeolojik bir yemek çeşidinin bugünkü beslenme tarzımız ve yaşamımız için önemini vurgulayarak, kültürel mirasımızla ekmeğin önemine dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık yaratarak yeniden günümüze taşımaktır. Aynı zamanda; Anadolu’da kültürel miras için önemli olan Hitit uygarlığının ekmeğe verdiği önemi ve ekmek sanatını günümüze taşıyarak medeniyetimizi tanıtmak; Ekmeklerde kullanılan sağlıklı,uzun ömürlü malzemeler ve dış etken malzemesi olarak ambalaj kullanımı ile bayatlamayı geciktirmek, bu sayede israfı azaltılmak ve sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması amacıyla da ‘’sağlıklı ekmek’’ tüketilmesine teşvik etmektir.

Mekreon

‘’Mekreon’’ antik yunan mitolojisinden esinlenilerek oluşturulmuş bir şarap markasıdır. Yunan mitolojisinde ‘Meliteus’ bal anlamına gelirken ‘Kreon’ ise güçlü,hükümdar anlamlarına gelmektedir. Beşgen şeklini bal peteklerinden, illustrasyon sembolünü ise sembolik olarak gücü yansıtan aslandan alır. Böylece ağızda, ballı ve güçlü bir tat yaratmadan önce görsel algımızda bunu yaratmak hedeflenmiştir. (Marka için logo, instagram story reklamı, dergi sayfası reklamı, bilboard, afiş tasarımları)

DÖNGÜ-İSİMSİZ-İSİMSİZ

Tuval üzerine akrilik, 110x115cm, 2020

Tuval üzerine POSCA, 70x70cm,2020

Tuval üzerine akrilik, 90x90cm, 2020

Yaşadığımız evrendeki herşey belirli bir sistematik yapı içinde içinde kurulmuştur. Baktığımız her yerde birbirini takip eden geometrik uyumlu ve uyumsuz formları görsel yanılsamamızın gücü ve etkisi ile fark ederiz. İnsan bilincini etkileyebilme gücü olan sanat, izleyicinin etkisini tamamen yanıltabileceğimi gösteren sanal mekan, uzamsal etki ve hareket gibi temel değerleri göz önüne alarak bunları bütünsel bir form haline getirip insanlarla buluşturmamı sağlayan en kuvvetli yoldur. Resimlerimi yaparken iç dünyamda dengeli ve denge bozucu bir diyalektik içinde farklı ağırlıktaki öğeleri iki boyutlu yüzey üzerinde simetrik bir biçimde kullanarak algı boyutuyla oynamayı bir oyunmuş gibi görüp karşımdaki izleyicilerde algı karmaşası yaratmak temel aldığım özelliklerdendir.

Sağlık Yapısı İç Mekan Tasarımı, Biyofilik Klinik / Ofis Tasarımı, Konteyner

Video teknik, 1080p: 1920x1080, 2020

Sağlık Yapısı İç Mekan Tasarımı, Biyofilik Klinik

Mekanın iyileştirici etkileri vardır. Sağlık mekanlarının insan üzerindeki etkileri göz önüne alındığında biyofilik tasarım olumlu sonuçlar verir. Bu projede doğal malzemelerle birlikte canlı bitkiler bir sistem aracılığıyla tasarımın bir parçası oldu.

Ofis Tasarımı, Konteyner

Her şey bir kütle ile başladı. Kütleye bölücüler eklenerek parçalara ayrıldı. Kütleye bölücüler eklendikten sonra yatay eksendeki elemanlarla parçalar bağlandı. Kompozisyon bir konteyner üzerinde ofis projesine dönüştü.

Antyeşti

Farklı inanış ve kültürlere ait olan cenaze törenleri. Gemişten günümüze dayanan dünya üzerindeki kültür ve din çeşitliliği, insanların yaşayış şekillerinde farklılıklar doğurur. Bu farklılıkların ölüm kavramı üzerindeki etkisi üzerinde durarak insanlığın ilk anlarından günümüze kadar aslında aynı şeyleri tekerrürler dahilinde yaşadıklarını fakat farklı yorumlamalar olabileceği gibi farklı ritüeller yaşanacağını ve bunun sonu değiştirmeyeceği mesajını verme kaygısı güdülmüştür.

Kapsamlı bir araştırma sonucu ilk olarak farklı inanışlara ait cenaze ritüelleri bilgilerine ulaşılmış akabinde içlerinden birkaçı seçilerek animasyon için uygulamaya geçilmiştir.

Animasyonu yapılan üç adet inanış bulunmaktadır.
İlk olarak Hinduizm inancı ele alınarak cenaze yakım öncesi bedenin kutsal sayılan Ganj nehrinde yıkanması anı ele alınmıştır.

İkinci olarak Zerdüştlük inancının cenaze ritüeli üzerinden gidilmiştir. Bu inanca göre ölü bedeni Dakhma adı verilen sessizlik tepesine götürülür ve orada bedenin kargalar tarafından tüketilmesi beklenir. Burada taşıdıkları kaygı aslında salt bedenin tüketilmesi değil inançlarına göre ruhun göğe yükselmesi gerekmektedir ve bu doğrultuda kuşlar bedenleri yiyip uçtuklarında o kişinin ruhunu göğe tanrıya ulaştırırlar. Bu inanıştan bağımsız olarak da bulundukları coğrafi konum dolayısıyla sıcaklık etkeninden dolayı beden toprak altında çok kısa bir sürede çürür ve bazı hastalıklara yol açma riski taşır. Bu ritüelleri sayesinde bu riski de ortadan kaldırmış olurlar.

Son olarak işlenen ritüel, Japonya Budizmlerindeki rahiplerin cenaze ritüelleridir. Budist rahipler ölüm zamanlarının geldiğini hissettiklerinde Taya adı verilen mağaralarda inzivaya çekilirler ve orada ölümü beklerler. Bu süreçte öldükten sonra bedenlerinin çürüme ihtimalini düşürmek ve deformasyon oranını aza indirmek için vücutlarına bir çeşit detox uygularlar ve ölümü bekledikleri süre boyunca vücutlarındaki yağı ve sıvıyı mümkün mertebe yakarlar. Bunun için de sadece kurtçuklarla beslenir ve bitkisel sıvı tüketir bir noktadan sonra sıvı alımını da bırakırlar. Böylece öldükten sonra tekrar yaşama döndüğünde bedenini sağlam bir şekilde bulup yeniden kullanabilecektir. Bu yöntem günümüzde devlet tarafından uygulanması yasak olup nadiren de uygulanan bir yöntemdir. Çeşitli animasyon teknikleri kullanılmıştır. Rotoskopi ve pinleme işlemleri. Öncesinde elde eksizler hazırlanıp daha sonra dijital ortama aktarılmıştır.

Video Boyutu: 1440x1080 px 

Donmuş Dalgalar

Çimento, Elle Biçimlendirme, 1080x1080, 2020

Zamanın durdurulmak istendiği anlarda yakalanan “Donmuş Dalgalar”, ait oldukları ile yaşamaya devam eder.

DEVİNİM-AN-BAKIŞ

DEVİNİM

Tuval üzerine keçeli kalem, 70x100cm,2020

AN

Tuval üzerine keçeli kalem, 50x70cm,2019

BAKIŞ

Tuval üzerine keçeli kalem, 50x70cm,2019

Çalışmalarımda önceliğim hayatın ve hareketliliğin olduğu her yerde insanları gözlemleyebilmektir. Aynı zamanda amacım, insanların hareket hallerini önce fotoğrafa sonra resme aktarabilmektir. Çektiğim her fotoğraf üzerinde bir arayış içerisindeyken bir şeyler bulabilmeyi bir şeyler katabilmeyi amaçladım. Photoshop denemeleri yaptım. Her denememde farkında olmadan bir adım öne doğru ilerlediğimi düşünüyorum çünkü beni yaparken heyecana sürükleyen çalışmalar elde ettim. Kısacası Empresyonistler gibi izlenimlerimi Puantilistler gibi nokta çalışarak göstermek benim için en büyük tutku oldu.

Derme Çatma, Kale

Derme Çatma

Beton, Bakır

33 × 12 × 13 cm

2020

Kale

Beton, Ahşap, Bakır

25 × 14 × 13 cm

2020

İsimsiz 1 • İsimsiz 2 • İsimsiz 3

İsimsiz 1
Karton, 28 x 20 x 27 cm, 2020

İsimsiz 2
Karton, 42 x 45 x 19 cm, 2020

İsimsiz 3
Karton, 56 x 50 x 45 cm, 2019

Heykel çalışmalarımda bazı nesneleri bir araya getirip onları kavramsal bağlamda kullanıyorum. Çalışmalarımda ana nesne olarak seçtiğim yastıkları yastık olmaktan çıkarıp, nesnel gerçekliklerinden uzak bir biçimde ele alarak, onlara ütopik dünyalara görülebilecek yeni anlamlar yükledim. Bu sayede yastık biçimleriyle oluşturduğum kompozisyonlarımda ele aldığım kavramsal içeriğe sahip bu figürler, tıpkı bir insan gibi, bağımsız bir birey olarak kendine özgü bir varoluş özelliği sergilemektedir. Bu kompozisyonlarla çeşitli denemeler gerçekleştiriyorum. Her bir çalışma bana yeni olanaklar ve fikirler vermektedir. Giderek bir dizi çalışmayla tematik bir sergi olanağı yaratan bir yola girdiğimi söyleyebilirim.

The Company/Şirket

Animatik Video, Rotoskopi tekniği, 1920×1080p

Teknolojinin gelişmesi ve yeni icatların kendine yer bulmasıyla beraber sanatın birçok alanı da bu teknolojik gelişmelere ayak uydurmuş, kendini yenilemiştir. Plastik sanatlar ve ritmik sanatlar bu yeniliklerle kendini geliştirmiş kendi içerisinde birçok kola ayrılarak büyümeye devam etmiştir ve bu büyüme 7. Sanat olarak kabul edilen Sinemanın doğuşunu da tetiklemiştir. Seyircilerin gösterimine ilk defa çıkan ve bu nedenle sinema tarihinin ilk filmi olarak kabul edilen Lumiere kardeşlerin “Trenin gara girişi” filmi insanlara “Korku” duygusunu yaşatmıştır, çünkü daha önce eşi benzeri görülmemiş bu tecrübe insanların en saf ve en savunmasız hallerinde ortaya çıkardıkları bu duyguyu tetiklemiştir. Korku ve Sinemanın birbiriyle uyumu birbirlerine olan bağı aslında sinemanın doğumuyla beraber gerçekleşmiştir.

Atölye Tasarımı, Sınırları Aşmak

Video/Pafta Sunumu, 1080p: 1524x1080, 2020

Kurulum aşamasında kolaylık sağlayacak konteyner ile, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi çevresi için planlanan, fakülte içerisindeki stüdyolara ek atölye olması düşüncesi ile kurgulanmış bir konteyner atölye projesidir. Projede, stüdyoların yetersiz olduğu düşüncesi ile fakülte binası dışına çıkıldığı için “sınırları aşmak” kavramı başlangıç kabul edilmiştir. Konteynerlerin strüktürünü oluşturan çelikler ile fakülte binası bağlantısı koparılmadan bir devamlılık oluşturulmuş ve belli bölgelerde mekan oluşumlarına uyarlanmıştır. Ve bu sayede bir dil kurgulanmıştır. Atölye konteynerler kullanıcılara çeşitli imkanlar sunup işlerini yapmalarında olanak sağlamıştır.

Gece

Gece, 33cm x 24cm x 45cm, Elle Şekillendirme, Kil Malzeme ve Yapay Karanfil, 2019

‘’Öteki insan-ötede kurban’’
Artan toplumsal farklılıkların cinsiyetler ve ırklar üzerindeki etkisini ifade etmektir.  Bugün bile devam eden estetik algının aslında bir pazarlama illüzyonundan başka bir şey ifade etmediği ortada. Gece net değildir. Gece karanlıktır. Gece örtüdür.

SESSİZLİĞİN PATAVATSIZLIĞI

Sesi oluşturan imge eğilimi kişinin gördüğü gerçekliği yorumlamaktan öte, bilinç modunun zeminlerine doğru yolculuk etmesiyle başlar. Ses imgenin şiddetli bir yansımasıdır. Gerçeklik salt bir hayal gücü dünyasına doğru açılmamıza olanak sağlar. Ancak ses zihnimizde, duygularımızda ve varlığımızın çevresel etkenlerden ötürü sesin görüntüsü ile algılamamızı sağlar. İmge dünyamız sesim yarattığı imgeye odaklanır. Görüntüye ulaşamadığımız zaman sese odaklanır ve zihnimizde sesin bize yansıttığı görüntüye odaklanırız. Görüntüsüne ulaşamadığımız herhangi şiddetli bir sesi, bilinç modumuz yorumlarken kişinin geçmişte yaşadığı ve şimdiye aktardığı fikir ve duygu dünyasının sorgulamasına sebebiyet verir. Çocuk moduna sahip olan bir insan duyduğu çığlık sesini çocukluğuna göre bilinçsiz bir etkenle yorumlayabilir. Ancak başka bir insan uzaklardan duyduğu çığlık sesini daha sevgi ile yorumlayabilir. Bunun sebebi bu iki farklı insan türünün çocukluğuna indiğimizde biri çocukken çığlık sesinin şiddetten geldiğini öğrenmesidir. Ancak çığlığı sevinç ve normal bir algıymış gibi yorumlayan kişi çocukken çığlığın varlığına alışkın olan kişidir.

SERİN

İçecek tercihleri zaman içerisinde ve kültürlere göre farklılık göstermektedir. Günümüzde çeşitli tat ve özelliklerde içeceklere olan talep sürekli artmaktadır. Tat ve aroma, içeceklerin tüketici tarafından kabul edilebilirliğini belirleyen en önemli duyusal etkenlerdir. Mineralli, mineralsiz, meyveli, meyvesiz ve fonksiyonel gazlı içeceklerin tüketimleri her geçen gün artmaktadır. Ürünler çeşitlerinken içerikleri de zenginleşmektedir. Tadının güzel olması her yerde bulunabilir olması bu içeceklere olan ilgiyi arttırmaktadır.  Bu içeceklere ulaşmak ve tüketmek çok kolaydır. Birçok kültürden, birçok insan bu içecekleri ve her damak tadına hitap edebilecek yüzlerce versiyonunu, Dünya'nın dört bir yanında tüketmektedirler. Sıcak günlerde soğuk içecekler tercih edilir. Ferahlatıcı, serinletici olması insanları bu ürünleri almaya teşvik eder. ‘’Serin’’  isimli meyve aromalı içecek firması oluşturduk. Geniş bir hedef kitleye ulaşması için meyve çeşitleri ekledik bunlar limon, elma, ananas, mandalina ve kırmızı üzümdür. Bu içecek firmasında cam ambalajlar,metal kapaklar, kasalar, soğutucu dolaplar, taşıma kasaları, şemsiyeler, nakliat ve taşıma araçları, billboardlar, afişler, tişört vb. malzemeler tasarlanmıştır

Playground / Fuar Standı Tasarımı "Nurus"

Playground / Kavak kontrplak 20mm cnc kesim ve video teknik, video:16:9 1080p:1920 x 1080, ürün: 138x72x133cm, 2020

Playground, kullanıcıların tasarım ve karar süreçlerinde rol alarak bilgi ve deneyimlerini tasarıma dahil ettikleri bir tasarım araştırma yöntemi olan katılımcı tasarım düşüncesi ile tasarlanmış bir çocuk mobilyasıdır. Çocuğun kendi ölçeğinde mekâna ihtiyaç duyarak oluşturduğu çadır veya masanın altında yarattığı oyun dünyası, bu mobilyanın temel fikrini oluşturur. Çocuğun ölçeğinde tasarlanan bir oyun mekanının eğitici-öğretici aktivite ile yorumlanmasıyla oluşan mobilya, aynı zamanda kontrplak malzemenin olanakları çerçevesinde en az fire ile, demonte olarak üretimi amaçlamaktadır.

Fuar Standı Tasarımı "Nurus" / Pafta sunum ve video, Video: 1440p: 2560 x 1440, Pafta:135x45, 2019

Nurus firmasının fuar standı tasarımında, firmanın kimliği ve ortaya koyduğu ürünler, düşünceler irdelenmiştir. ‘Hi&lo’ ürününün içerdiği dinamizim, statiğin içindeki dinamik olarak yorumlanmıştır. Kütle, yatay ve düşey eksende kaydırılıp birbirinden koparılmış ve itilmiştir. Bu hareketler ve kütlede kullanılan oranlar, mekandaki hareket hissini güçlendirmiştir. Malzeme kullanımı ve mekânda tasarlanan donatılarla desteklenen hareket kavramı, tasarımın bütününde algılanabilmektedir.

DOĞA İLE BEN- TO OPEN AND CLOSE

DOĞA İLE BEN

Tuval üzerine akrilik,70x100cm,2020

TO OPEN AND CLOSE

Fotoğraf,15x21cm,2020

Fotoğraf,15x21cm,2020

Fotoğraf,15x21cm,2020

İlk başlarda kavramlar üzerinden ilerlerken çalışmalarıma hocalarımın hayattaki kaygılarınız neler demesiyle düşünce yapım değişti. İnancım gereği hayatımı etkileyen durumları göz önüne alarak çalışmalarımı yapıyorum. Kaygılarım, engellerim, korkularım ve ilahi olanla ilgileniyorum. Sade bir dille resmetmeyi tercih ediyorum. Örtü materyali benim açımdan hem engel hem ilahi bu iki kelime arasındaki git geller ilişki kurarak resimlerimi yapıyorum. İşlerimi kendim kurgulayıp çekip çiziyorum. Boyasal olarak ölüm, yaratılan, nefis gibi terimlerle yola çıkarak çekim yapıyorum. Çekimlerimde siyah- beyaz kontrastı yapıyorum.

Kontrol

Kontrol, 45cm x 25cm, Alçı Kalıpla Şekillendirme, Serbest Elle Şekillendirme, Seramik, 2020

Doğduk kontrol altına alındık. Düğmelerimiz ve kanallarımıza şekil verilerek yetiştik. Büyüdük çevremiz ve toplumumuz bizim nasıl bir benliğe sahip olmamız gerektiğini belirleyip değiştirtilmemiz gerek düşüncelerimiz ve hareketlerimizi kontrol altına aldı. Toplum bilinci şekillendi. Benlikler oturdu. Bireylerin düşünceleri belli kanalları açacak kadar var olabildi.

Kılıksız, 60cm x 10cm, Elle Serbest Şekillendirme, Seramik, 2018

İlk bakışta insanları ikiye ayırma eğilimdeyiz. Kılıklı ve kılıksızlar olarak. Kılığımızı korumak kimliğimizi korumaktır. Çıplak bedenimize yüklediğimiz niteliklerle kimliğimizi yaratıyoruz. Bu nitelikler giysilerdir. Nesne ile insan arasında fark olmalı. İnsan bir nesne değildir; tükenmeyen bir bellek, düşünce ve duygu yumağı. Ama insanı ilk bakışta görünmeyen zihinsel ve duyumsal kudreti ile değil, üzerinde taşıdığı görünür niteliklerle tanımlıyoruz. Bugün bu görünür nitelikler markalardır. Markalarla kılıklı hale geliyor ve kimlikleniyoruz. Marka şehirler veya marka nesneler. Marka giyinen bir çağda markasız giyinenler kılıksızlığa yakın duruyor. Giysilerle kimlik yaratırız. Böylelikle bir sınıflandırılmaya maruz kalırız.

Kılıklı olmak aynı zamanda toplum içinde tanınır olmak, kabul görmektir. Kılıksızlığa doğru kaydığınızda yer ve işlevle belirlenmiş toplumsal kimliğinizi yitirmişsiniz demektir. Giysilerle bir kişilik yaratırız kendimize. İnsanları da kimliklerine göre kümelerin içine yerleştirdiğimizde içimiz rahat ediyor. Eğer sınıflandırmadan kaçarsak bizi rahatsız edecektir. Aynı anda hem o hem de o.

Centaur

Centaur, 39cm x 55cm, Plaka ve Fitil Tekniği, Yüksek Pişirim Sırlı Şamot ve Eser Sahibinin Eski Saçı, 2020

Tarihi Yunan mitolojisine dayanan, insan gövdeli at olarak tasvir edilen Centaur, ortaya çıkışı Lapith Kralı Phlegyas’ın oğlu İksion’un Hera sanarak Hera’ya benzeyen bir bulutla ilişkiye girmesi sonucu olmuştur. Homeros’un İlyada’sında azmanlar olarak da betimlenmiştir. Çiğ et yiyen Centaur’lar genelde azman ve vahşi olarak bilinirler. Dağlarda ve ormanlarda yaşayan bu yaratıkların doğanın karanlık ve başına buyruk güçlerini simgelediği düşünülür.

Klarnet

Klarnet, Pano çalışması 70cm x 100cm, Elle şekillendirme, Seramik, 2019

Klarnetin kendine has, inişli çıkışlı tuşlarından ve çıkarmış olduğu gür sesi ile notalarla beraber dansını işlemek istedim. Tuşların içerisine notaların girmesi ile kendini kaybedip, bizi farklı hisler içerisine götürüp, notaların klarnetin içerisine girip çıkardığı seslerin dinleyici tarafından oluşturduğu o güzel ahenk dansını kıvrımları ile gösterilmektedir.

Özgürlük

Özgürlük, 65cm x 45cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2019

TÜL ELBİSEYLE, 2 HAMURDAN EVİN YANINDA OTOPORTRE-MİSTİK SERENAT- GELECEK İÇ MEKANI: YALNIZLIK

TÜL ELBİSEYLE, 2 HAMURDAN EVİN YANINDA OTOPORTRE

Tuval üzerine yağlıboya,90x110cm,2020

GELECEK İÇ MEKANI:YALNIZLIK

Kağıt üzerine karakalem, 30x30cm, 2020

Çalışmalarımda, algıladığımız gerçekliği inşa eden kültür, medya ve yanında teknolojinin, doğal yaşamda rollerinden biri hayvan olan insan üzerindeki etkilerine odaklanıyorum. İnsan derisine ait doku, kürk ve ekranın (medya) birbirleri ile farklılıkları ya da uyumlulukları benim için özellikle önem kazanıyor. Saydığım üç doku aslında yeni dünyanın yeni elementleri gibidir. Bu elementlerin birinden bahsederken diğerinin dile gelmemesi olanaksız hale gelmiştir. Onlar ile alakalı seçtiğim nesnelerin birbirleri ile etkileşiminin bende uyandırdığı gerilim ve tuhaflık hissi, aslında insan, kürk ve ekranın bir arada olduklarında yarattığı histen farklı değildir.

Medyayı en iyi nasıl ekran temsil ediyorsa, ilkelliği ve tabiatı bir arada en iyi simgeleyen şey kürk dokusudur. İnsanın son zamanlarda artan doğa tahribatını şöyle açıklıyorum; bir organizmayı çoğu dış etkenden koruyabilen kürkün duvarlarından dışarı kovulmuş ya da ona hiç sahip olmamış akıllı organizma insanın nisyanı ve isyan biçimi. İnsan evrende çok yeni bir varlık. Bütün bu elementleri bünyesine başarıyla aldıktan sonra nasıl bir organizmaya evrileceği çok önemli. Yarattığım eserleri, kolektif belleğin sürekliliğine bir kalıtım biçimi olarak görüyorum, insanın bir sonraki evriminin uyanışını tetiklemesini veya zemin yaratmasını amaçlıyorum.
 

MİSTİK SERENAT

Kağıt üzerine karakalem, 30x30cm,2020

Hiçbir Yerin Ortasında I,II,V-Karanlık Bir Yol-Karanlık Bir Yer

Hiçbir yerin ortasında I

Metal, Tel, 45 x 50 x 55 cm, 2019

Hiçbir yerin ortasında II

Metal, Tel,  ip, Akrilik Boya, 50 x 85 x 50 cm,  2019

Hiçbir yerin ortasında V

Metal, Tel, 45 x 50 x 25 cm, 2019

Karanlık Bir Yol

Kağıt, Ahşap çubuk, İp, 25 x 22 x 30 cm,  2020

Karanlık Bir Yer

Kağıt, Ahşap çubuk, İp,  20 x 30 x 20 cm,  2020

 

Hiçbir yerin ortasında

Günümüz toplumsal yaşam dinamikleri, “öznel biriciklik” kavramını yadırgama eğilimi gösterdi çünkü herhangi bir genellemeyi kendince kavrayan ve izleyen bireysel benlik doğrudan yansırsa, karar kılınmış gibi görünen düzene zarar verebilir. Bu durum karşısında rahatsızlık duyan, artık hiçbir yere ait hissetmeyen ve kendi ıssız mekanlarını yaratarak özgürleşme ihtiyacı güden benlik, yine de belli/belirsiz bağlarla coğrafya, topluluk, etnik ve etik gibi belirteçlere bir şekilde bağlı kalıyor ve aslını gizli tutmaya yeltendiği bu içselliğe dönüş çabasında kaybettiğine fikren tutunmaya çalışarak belki de boğulmaya devam ediyor.

metal, ağaç, mermer, seramik

Süregelen yaşayışı ile sosyal aidiyet kuramadığı hisleri, kişinin kendi içindeki duygusal boşluğu büyütmesine neden olur. Kendine ait bir mekan arayışı ile birey kimi zaman, gerekirse eksilerek kendi varlığını ortaya koyar, kimi zaman ise zaten mevcut olan bir mekana göre kendini şekillendirerek rahatsız bir var olma çabası içinde yaşamını sürdürmeye gayret eder.

SALONDA BİR AKŞAM- OYALI TÜLBENT- ÖRTÜLÜ

SALONDA BİR AKŞAM

Tuval üzerine yağlıboya,100x210cm,2020

2020’deki zorlu süreç ile birlikte odağımı en yakınımdakine yöneltmiş oldum. “Ev ve Aile” kavramları yeni kompozisyonlarımın zeminini oluşturuyor. Dönemi özetlemem gerekirse atölye ortamından ve canlı bilgi akışından mahrum kalan bir sanatçı adayı olarak motivasyon kaynağımı yine kendimde bulmak durumundayım.

Bu dönemle birlikte üzerine düşünme fırsatım olan iki önemli konu; Sanatın ve yaratıcı düşüncenin yalnızca ilgili ortamlarda yeşerebileceği ve sanatçının yaptığı eseri nihayetinde tamamlamış olması gerektiğiydi. Bugüne baktığımızda önemli olanın sonuç değil süreç olduğu, süreç içindeki farkındalık ve önlemlerin önemli olduğunu gördüm. Bunun sonucunda sonuca odaklı işler yerine sürecin bana neler kattığıyla ilgili kısmına odaklanıp konuya bu yönüyle yaklaşmayı deneyimledim.

OYALI TÜLBENT

Tuval üzerine yağlıboya,70x90cm,2020

“Geçmiş asla yok olmaz. Geçmiş geçmişte bile kalmaz.” William FAULKNER’in bu cümleleri bizden birkaç kuşak önce yaşamış olan belki de hiç tanışmadığımız büyüklerimizin yaşadıkları travmaları hormonal miras olarak bizzat bugünümüze aktartığına gönderme yapıyor.

Köklerden gelen travma aktarımını, anneannemden hediye gelen Oyalı bir Tülbent gibi üzerime giyiyorum. Kimliğimle örtüşmeyen bu tülbent aynı zamanda özgürlük sınırlarıma da işaret ediyor. Araf dönemi olarak da tanımladığım bu kendini anlama süreci, figürü mekansız ve gri bir atmosferle ele almamı da beraberinde getiriyor. Örtü, asıl olarak bir nesneyi ya da durumu saklamak için kullanılsa da burada gündelik hayatın ve hiyerarşik baskının getirdiği yükün somutlaştırılmış ve bedene giydirilmiş hali olarak karşımıza çıkıyor.

ÖRTÜLÜ

Tuval üzerine yağlıboya,60x80cm,2020

İçe Dönüş

İçe Dönüş, 60cm x 45cm x 13cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2019

Mevlana’nın da dediği gibi “Hamdım Piştim Yandım”. İnsanoğlu nefsin, istek ve arzularından bir iç hesaplaşmadan geçmeyen insanın “insan-ı kamil” yani olgunlaşamayacağını belirten en güzel sözüdür. Çalışmamda da formun kendi içerisinde hareket ve devinim halinde oluşu, aslında insanın olgunlaşma halindeki iç hesaplaşma sürecinde yaşadığı ikilemler ve dönüşümü temsil etmektedir. “İÇE DÖNÜŞ”, bu çileli yol senin yolun. Haydi gecikmeden teslim ol. 

Çıkışı Olmayan Labirent, Tasarımın Eskiz Aşaması, 2020

Luna's Journey

2D mobil platfom oyunu için karakter ve konsept tasarımı.

Ana karakterimiz Luna isimli 5-6 yaşlarında bir kız çocuğudur ve olaylar kız çocuğunun ışıklar kapandığında kurduğu hayal dünyasında geçmektedir. Dolaplardan çıkan ürkütücü canavarlar, komik yaratıkların herbiri sıradan objelerden ibarettir. Objelerin bir kısmı hayali yaratıklara dönüşürken bir kısmı platform olacak şekilde tasarlanmıştır. Işıklar söndüğünde yardımcı karakterimiz ateş böceği ortaya çıkar ortalığı aydınlatır ve Luna onun yardımıyla canavar objelerin yanından geçip odasına ulaşabilir. Oyun, 2D platfom oyunu türünde ve mobil cihazlar için tasarlanmıştır.

Kabuk

Kabuk, 35cm x 63cm x 34cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2019

Ele aldığım obje ve üzerinde oluşturduğum dokuları Spinoza’nın insan konusundaki düşüncelerini, nasıl ki doğa ya da tanrı kavramında temellendirip, doğada insanda dahi bütün canlı ve cansız varlıkların, kendi varlıklarını koruma ve sürdürme eğilimi gösterdiklerini söylemesi beni de insanın kendini korumasını bir obje üzerinde betimlememde etkileyen faktör oldu.

Objede kullanılan çizgiler insanın zamanla aldığı darbelerden oluşan ve ritmik olarak birbirini tekrarlayan, darbelerin sürekliliğini dışa vurgulayan temel unsurdur. Darbeler sürekli hale geldiğinde tıpkı insanın kendi kabuğuna çekilmesi gibi, çizgilerde içe doğru göçmeye başlamıştır.

Limon kabuğunun temel taşıdığı anlam “insanın kendini koruması, saklamasıdır”. Hatta bazen insanlar kendilerini o kadar fazla saklamaya ve korumaya alırlar ki olduğu yerde kendi öz değerini kaybetmeye başlarlar. Tam da bu noktada benzeşim gösteren limonun çürümesini ele alarak insanların farkına varmadan kendilerini nasıl yok ettiklerini vurgulamak istedim.

Tulpar

Dijital ortamda uygulama, 1920x1080, 2020

Proje kapsamında çevre dostu olan elektrikli araçların konsept tasarımları ve kurumsal kimlik çalışmalarının yapılması hedeflenmektedir. Bu konu üzerine farkındalık yaratıp, ülkemizin geri kaldığı otomotiv sektörü üzerine araç tasarımı ve ağırlıklı olarak kurumsal kimlik çalışması yapılacaktır. Araç tasarımı yapılırken yalnızca otomobil değil, suv, van, minivan, otobüs, kamyon, tır ve traktör sektörün tamamını ilgilendiren elektrikli araç tasarımları yapılcaktır. Bu nedenden dolayı kurumsal kimlik çalışmasında, özellikle logo tasarımında sadece otomobil değil  diğer vasıta türlerini de kapsayacak bir tasarım hedeflenmektedir. 

Ülkemizde bu alanda yeteri kadar kaynak olmadığından, yabancı kaynakları üzerinden araştırma yapılarak tasarımlar yapılacaktır. Tasarımların görsellik kadar işlevlik açısından da kullanışlı olacaktır. Çevreye dikkat çekmek, günümüzde kullanılan   benzin/dizel yakıtlarını kullanan araçların zararlarını gösterilmesi hedeflenmektedir.

Türkiye’de hem kurumsallık hem de konsept tasarımı açısından eksik olması beni bu alanda çalışma yapmama neden oldu.

YÜZ YÜZE-SIZINTI-KİBİR-ALELADE

YÜZ YÜZE

Gravür baskı,90x120cm,2020

SIZINTI

Tuval üzerine yağlıboya,40x36cm,2020

KİBİR

Tuval üzerine yağlıboya,80x70cm,2020

ALELADE

Tuval üzerine yağlıboya,40x36cm,2020

Çağımız teknolojisinde iktidarların medya üzerinde medyanın da hayatımızda doğrudan iktidarlığı söz konusudur. İktidar tiyatrosunda herkese biçilen rol, daha çok kazanmak, daha çok gasp etmek ve daha çok oburlaşmak olur. Bu oburluk zamanla bir haz değil de zorunluluk haline gelebilir. Bu tiyatronun izleyicisi bizleri ise uyandığımız yerde, iktidar medya tekrar uyutmayı dener. Koltuk sevdaları, kişisel arzular sansürlenir ve karşımıza yeni doğmuş gibi tertemiz çıkarlar. Çirkin olan her şey normalleşse ve şiddet evimizin bir parçası haline gelse de bu oburluğu görüp, hissedebilen gözü hiçbir sansür örtemez.

Medyanın bize sunduğu özel yaşantılarla kişiler kendilerini azınlık olarak hissetmeye başlar ve burada Neumann’ın suskunluk sarmalı teorisi başlar. Medyanın ‘özel insan’ algısı oluşturmasıyla bireyin kendini suskun bulması da, iktidara katkı sağlayan bir durum ortaya çıkarır. Birey kendisi ile bile yüz yüze geldiğinde, içsel hesaplaşmasında kimlik karmaşası yaşamaya başlar.

Toplumsal Duyarsızlık

Toplumsal Duyarsızlık, 17cm x 10cm x 84cm, El ile Serbest Şekillendirme, Kil, 1200°C, 2020

Yardıma ihtiyaç duyulan bir durumda çevrede olaya tanıklık eden kişi sayısı ne kadar fazla ise müdahale eden kişi sayısı o oranda düşer. Buna seyirci etkisi denir. Yani duyarsızlık birey bazı düşünülüyor olsa da toplumları veya grup halinde ki insanları da etkiler ve birey diğer insanlardan güç alarak daha da duyarsız hale gelebilir.

Yük, 24cm x 20cm x 10cm, El ile Şekillendirme, Demir, Misina, Kil 1200°C, 2020

Kent, 10cm x 11cm x 53cm, El ile Şekillendirme, Kil, 1040°C, 2018

Harry Bertoia

Video Teknik, 70:30 924x2160, 2019

Harry Bertoia Tasarım Dili Çözümlemesi: Bertoia’nın tasarım diline göre belirlediğimiz kavramlar “hava, ses, boşluk, şeffaflık, hafiflik, esneklik” doğrultusunda ‘Diamond Chair’ ikonik mobilyasının soyut, üç boyutlu tasarım nesnesine dönüşümü işlenmiştir.

Peçelerinizi Takın

Fotoğraf baskı, renkli ip, karışık teknik, 40:9 1920x432, 2020

Eserde, fotoğraf baskısının durağanlığını ve iki boyutlu olma halini yıkma amaçlanmıştır. Renkli çizgisel elemanlar aracılığıyla siyah-beyaz zemine müdahale edilmiş ve dinamizm yaratılmıştır. Peçe, gerçek anlamından saptırılıp ilgi duyulan etnik kökenlere bir atıf haline gelmiştir.

İSİMSİZ

Bir poşetin içinde nefes almak çok zordur. Poşet ile canlı bir bütün değildir. Plastik en az 1000 yıl sonra tamamen doğada çözülürken insanların ömrü ise yaklaşık 70-80 yıldır.

Bu çalışmayı yaparken izleyiciye plastiğin insan ömründen daha fazla zamanda kayboluyor olması, biz insanların doğaya bıraktığımız plastiğin çözülmesi gerçekleşmeden ölüyor olmamızı izleyiciyi aktarmayı hedefledim. Bizden geriye kalan şey 1000 yıl kadar doğayı kirletmeye devam etmesini ve bu durumun çarpıcı bir şekilde eylemlerinin sündürülmesini savunuyorum.

İsimsiz-İsimsiz (video)

2019,  Mermer,  45x20x15

2019, Video, 20 sn

Gündelik yaşamımız, kullandığımız, eskittiğimiz, anlam yüklediğimiz, biriktirdiğimiz nesneler ya da mekanlar. Mekanı anlamlandıran nesneler var olmadıklarında sadece yaşam alanlarımızı değil, benliğimizi de eksik tanımlamış oluruz. Seçtiğimiz nesne veya mekan bizden bir parçadır.

Nova Hastanesi Kurumsal Kimlik Tasarımı ve Marka Yönetimi

Sayısal Ortamda Tasarım Uygulaması, 2020

Bu projede modern mimari yapısı, ileri tıp teknolojisi ve güçlü sağlık kadrosu ile dünyya standartların da sağlık hizmeti veren Nova Hastanesi’nin geniş kapsamlı Kurumsal Marka Kimlik Tasarımı ve yönetimi yapılmıştır.

Nova: Latince yeni kelimesinden alınmış, sönükken parlaklığı aniden artarak yeni görünen parlak yıldız  anlamında kullanılmıştır.
Hastane marka ismide hem entonasyon olarak kulağa güçlü ve kalıcı geldiği için hemde anlama hitaben seçilmiştir. Hastane Ambleminde de kalıcı ve  duygusal bir bağ için bu yansıtılmıştır. 

İSİMSİZLER

Panel üzerine karışık teknik,50x140cm,2020

Panel üzerine karışık teknik,70x100cm,2020

Panel üzerine karışık teknik,70x100cm,2020

Biçimsel tarafından bakıldığında, uzama yayılan koyu lekeler ve var olabilmesi için belli bir ışık kaynağına ihtiyaç duyan gölgeler, psikolojik fenomenlerle incelendiğinde persona olarak karşıma çıkıyor. Her zaman sakladığımız bir tarafımız olduğuna inanarak ve persona kuramına dayanarak, gerçek Ben'in, kendisiyle baş başa kaldığında var olduğunu görüyorum. Gölge de yalnız kalmadığımız zamanlarda itaat eden maskemizdir ve bunun gerçek ya da sahte benlik olduğu dışarıdan fark edemeyiz. Bu da aslında gölgelerin insanların karanlık tarafı olduğudur. Gölge gizlidir. Gölgeler zaman zaman keskin hatlara sahip olduğu gibi, kimi durumlarda da yumuşak yapılıdır. Bu da tamamen ışık kaynağına bağlıdır. İşlerimde de gölgelerin biçimlerinin etki ettikleri yapılara göre şekillendiklerini görüyoruz. Bu da persona ve içimizde ki gölge tarafımızın dışarıya bağlı kalarak nasıl şekillendiğini gösterir. Resimlerimi oluştururken dikkat ettiğim nokta, çok şey düşünüp az biçimle ifade etmek olur. Asıl yüzeye geçmeden önce birçok varyasyonda eskizler hazırlayıp, onların içinden bir tanesini seçip, yüzeyde tekrardan rastlantısallıklara ve değişime izin vererek oluştururum. Pandemi sürecinde başladığım bu seriyi 50x70 boyutunda ki panelleri birleştirerek oluşturmam, evde olma durumundan kaynaklıdır. Aynı zamanda tek yüzeyde bölünen biçimi gerçek şekliyle birbirinden ayırmakta yeni bir fikir verdi.

“Hiçliğin Özgürlüğü: Kendini yaratma girişimi”

Ben’in Yanılsaması: Oldurulmuş Ben, 2020, Ahşap, Pleksi, Şeffaf fotoğraf baskısı, Işık, Karışık teknik, 20 x 29 x 23,5 cm

“Kurgular üzerine inşa edilmiş düzen ve bu düzenin bir parçası haline gelmiş özne. Özne bir yanılsama içindedir. O bir kişi değil kendini birden fazla kişilik içinde görür. Dahası oldurulmuş benlikler içinde parçalanmıştır.”

Ben’in sımsıkı tuttuğu kurgu, 2020, Ahşap, Pleksi, Dijital ekran, Hologram tekniği, 35,5 x 27 x 25,5 cm

“Özne gerçeklik ile sorgulamları arasındadır. Gerçek olarak adlandırılandan vazgeçmek ister. Çünkü gerçek olan; normal kabul edilenlerin bir araya gelmesidir. Normal ise doğru olan anlamına gelmez. Bu kurmacadan vazgeçmek bir anda olmaz özne için. Öznenin parçası olduğu kurgularla dolu bu düzene sımsıkı bağlı kalmak-kalmamak arasındaki mücadelesi. O zorlu süreç.”

Ben’in sorgulaması, 2020, Seramik Çamuru, Epoksi reçine, Alçı, Boya, Karışık Teknik

“Özne alışagelinmiş olan sistem içinde kendini görmeye çalışır. “Ben?, Bu ben miyim?” Toplumsal gerçekliği ve bunun içinde oluşan kimliğimizi bir doluluk ve mutlaklık içinde kabul edişimizin aslında bizim kurmacamız olduğu anlaşılmıştır.”

Hiç: Sorgulamanın sonucu, 2020, Alçı, Alçı döküm tekniği, 12 x 10 x 40 cm

“Ve sonunda varılan nokta; hiçlik. Özne artık hiçliğin farkındadır. Artık her şey ‘hiç’se ve her şeyi hiçleyecekse bu bir paradoks haline gelmiştir.”

Hiçlikle baş başa / Kendini Yaratma, 2020, Ahşap, Ayna, Ses, Karışık Teknik, 80 x 150x 190 cm

“Özne burda sürekli iş başında olan hiçliği ile baş başadır. Bu noktada hiçliğinin çığlını duymaktadır. Hiçlediği her şeyi reddedip, kendi inşasına başlama fırsatındadır. Hiçliğin özgürlüğü bo aşamada gerçekleşecektir. Ama yine de en zorlu aşamadır bu. Çünkü özne hiçliğini yine bu aşamada reddedip, sürecin başlangıcına ya da herhangi bir aşamasına geri dönebilir.”

Çiçek Büstü

Epoksi, Çiçek, Alçı

13 x 15 x 30 cm

2019

KORİDOR (SONSUZLUK)-KÜVET

KORİDOR SONSUZLUK

Tuval üzerine akrilik,35x25cm,2020

KÜVET

Tuval üzerine akrilik,35x25cm,2020

Yaşam alanları, her türden canlı için rahat ve kişiselleştirilebilen  yerlerdir. Konfor alanımızda zaman geçirirken, duygularımızı ve düşüncelerimizi özgürce yaşayabilmemiz önemlidir.

Kendimizi, nefes aldığımız yerlere ait hissedebilmemiz gerekir. Bu rahatlığı hissedemediğimiz yerlerde de yaşayabilmek zorundayız. Bu sebeple tedirginlik uyandıran ve aitlik hissettirmeyen mekanlar yaratmak istedim. Amacım izleyiciye tuhaflık, korku, endişe, saçmalık, tedirginlik, netlik ama bir o kadar da algıda bozukluk gibi irite edici duygular hissettirmekti. 10 eserden oluşan serinin sonuna geldiğimde, görmek istedigim tepkileri, duymak istediğim izlenimleri derin bir süzgeçten geçirdiğimde bir çok insanın bu duyguları hissederken bazılarının ise bundan rahatsızlık duymadığını gördüm.

Amacına ulaşmış, aynı zamanda farklı algıları dahil edebilmiş çok yönlü duyguyu kapsayan eserlerimin, kişinin psikolojisi ve algısına göre şekillendiğini görmek, serinin gücünü daima yükseltecektir.

"Baran" Tarım Makinaları - Kurumsal Kimlik Çalışması

Tarım Makinaları Endüstrisi için Ürün, Kurumsal Kimlik Tasarımı ve Lansmanın yapılması

Baran Tarım Makineleri Sanayi A.Ş., tarım makineleri alanında üretici konumda bulunan bir firmadır.

Dünya üzerinde birçok firma birçok alanda ürünler tasarlıyor üretiyor ve tüketicinin beğenisine sunuyor. oluşan rekabet neticesinde aynı sektörde olan firmaların bazıları hedeflediği pazar payına sahip olurken bazı firmalar batma noktasına gelebiliyor.Bir firmanın pazarda hedeflediği paya ulaşması için, ticari organizasyonun yanı sıra reklam ve grafik anlamında da rakiplerinden ayrışmalıdır. Amacımız  faliyete yeni başlamış üretimini gerçekleştirdiği ürünlerin tüketiciye en doğru şekilde sunulması ve söz sahibi olabilmesini sağlamaktır. Firmanın kurumsal kimliğini ve ürünlerini piyasanın şartlarına, tüketicinin beklentilerine ve güncel trendlere uygun şekilde tasarımlarını yaparak, doğru bir konumlandırma ve bilinçle hedeflerine nasıl ulaşabileceği üzerinde çalışılmıştır.

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları ve bu kaynaklar ile çalışabilen çevre dostu ürünler üretilmede veya üretim konusunda çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Çevre duyarlılığı ile günümüz teknolojilerini takip ve öncülük edebilen firmalara her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Toplum yararına ve kullanıcının güvenliğini etkileyen yenilikçi teknolojiler barındıran bu tarım makinaları geleneksel traktör üreticileri gibi içten yanmalı motorlar yerine daha ekonomik ve çevreci olan elektrikli motor kullanılmaktadır. Ziraai alanda kullanılan temel makinaları özgün, yenilikçi ve sosyal fayda kapsamında ele alarak yeni ürünler ortaya koymak, kurumsal kimliğini tasarlanarak lansmanını gerçekleştirilmiştir.

Harry Bertoia

Video Teknik, 70:30 924x2160, 2019

Harry Bertoia Tasarım Dili Çözümlemesi: Bertoia’nın tasarım diline göre belirlediğimiz kavramlar “hava, ses, boşluk, şeffaflık, hafiflik, esneklik” doğrultusunda ‘Diamond Chair’ ikonik mobilyasının soyut, üç boyutlu tasarım nesnesine dönüşümü işlenmiştir.

Pişmanlar Mezarlığı

90 x70 x 5 cm

Alçı, boya, Kül

2019

KARGAŞA

Tuval üzerine rapido kalemi,200x100cm,2019

Tuval üzerine rapido kalemi,100x150cm,2019

Tuval üzerine rapido kalemi,70x100cm,2019

Son dönem resmim Ankara metrosu yaşamının görünmez ilişkilerinin bir yansımasıdır.Kendilerini buralı saymayan, toplu taşımanın dışında tutan insanların burada da bir yaşam olduğununun farkına varmasını istiyorum. Çabam; bu yaşamın fark edilmesiyle beraber ,bunun da anlamlı kılınıp hayata katılmasıdır.Farklı zamanlarda ki metro insanın doğal bir şekilde ,resimle bir araya getirerek mesaj verebildiğimi düşünüyorum.

VA GAMES

Cinema 4D

Oyun nasıl oynanır?

Oyuna ilk girdiğimizde oyun yüklenme ekranında Va gezegenini ve şehirleri görüyoruz. İlk bölümde şehrin yakından halini ve yerleştireceğimiz karakterlerin alanları yer alıyor. Karakterleri belirlenen altı seçenekten dört tanesine yerleştiriyoruz. Başlat tuşuyla oyunu başlatıyoruz. Kristalin gücüyle şehri ayakta tutan kolonlardan Vular şehre saldırmaya başlıyorlar. Yerleştirdiğimiz karakterler, Vuların şehre gelmesini engellemeye çalışıyor. Karakterlerin can barlarına bakarak onlara ekranın sol üst kısmında bulunan can ve enerji yardımı yapabiliyoruz. Can ve enerjinin yanında bulunan bombayı karakterler bulunduğu yerdeki Vuları öldürmek için kullanabiliyor. Can, enerji ve bombayı belirli aralıklarla süresi dolduğunda kullanıyoruz. Vuları her yok ettiğimizde sol üst köşede bulunan hazine bölümü altınla doluyor. Dolan altını ana karakterler sekmesinin altında yer alan ek karakterler bölümünden alabiliyoruz. Ek karakterler şehrin üstünden geçerek şehre birikmiş Vuların üzerine bomba bırakıyorlar. Altın mikatarına göre verdiği hasar miktarı değişiyor.

Bize verilen karakter yerleştirme alanına karakterlerimizi doğru yerleştiremezsek ve yeterli can ve enerji desteği yapamazsak, Vular şehre ulaşıp orada birikmeye başlar ve şehri ayakta tutan kristalin gücü azalır, azaldığında kristalin rengi giderek siyaha dönüşür. Bu durumda şehri kaybetmiş oluruz ve oyuna tekrar başlanır.

Karakter yerleştirmesi doğru olursa, enerji can ve bomba desteğini iyi yaparsak gelen bütün Vular temizlenir, Oyun sonu boss’u olarak Abra ve Yutba gelir. Diğer yeraltı yılanlarına göre güçleri daha fazla olan Abra ve Yutba şehrin gücünü daha kolay kırabilirler. Biriktirdiğimiz altınlarla ek karakter alarak şehri kazanabiliriz.

İlk insan hangi renkti?

İlk insan hangi renkti?

2D Vektör Animasyonu / Kullanılan yazılım: Ses kaydı için Adobe Audition, Vektör çizimler için Adobe Illustrator ve Animasyon için Adobe After Effects

Bu proje, insanın evrimsel sürecinde deri renginin nasıl oluştuğunu açıklamakta; deri
rengimizin doğal süreçten etkilendiğini, aslında tüm insanların eşit olduğunu, ırkçılığın
tamamiyle gerçek dışı bir algı olduğunu anlatmaktadır.

Mobilya Tasarımı, Joint Chair / Personal Space

Mobilya Tasarımı, Joint Chair, Marine Kontrplak, Poster, 60x50 cm, Sandalye 43x41x33 cm, Çalışma Masası 71x68x64, 2020

Joint setine ait bu masa ve sandalye, sınıf ortamlarında kullanım için tasarlandı. Tasarım sürecindeki odak ve amaç nokta, öğrencilere karar verme seçeneği sunabilecek bir çalışma alanı yaratmaktı. Bu karar verme, sınıf ortamında öğrencinin dışadönük ve bireysel çalışma seçeneklerinin her ikisini de destekleyebilme fırsatı yaratmak olarak açıklanabilir. Ayrıca, günlerinin üçte birine kadar varabilecek zamanlarını okulda geçiren öğrencilere verilen bu seçim ve değişiklik yapma şansı, sınıf ortamına aidiyet hissini güçlendirme işlevini de yerine getirebilecek.

Personal Space, Poster 21x29.7, 2020

Personal Space Personal Space, günümüz dünyasının modern insanının sıkışmış olduğu dünyayı soyutlaştırarak ele almıştır. Yıllar içerisinde artan nüfus oranları ve sosyo-ekonomik düzeyleri sebebiyle gün geçtikçe daha küçük alanlara hapsedilen orta sınıfın dünyasını, üçüncü göze ait bir bakışla bize sunmaktadır. Bunu yaparken yaşamın tekdüzeliğini de sabit bir hareketle göstermeyi amaçlamıştır. Personal Space, yani “kişisel alan”… Bir başka deyişle “kişisel gezegen”lerimiz…

Anlamda Arayış

Anlamda Arayış, 85cm x 65cm x 70cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2020

İnsanlar, var oldukları dönem içerisinde, kendi anlamlarını var etme sürecine girerler. Bu süreç, çevresel ve kişisel etkilerle arayış içinde var olma durumları yaratır. Tamamlanma gerçekleşse de arayış her zaman devam eder.

Antigone / "Yakın" Afiş Sergisi

Antigone / Maket üzerine projection mapping, 2020

Proje, Sophokles'in M.Ö.411 yılında yazdığı Antigone oyununu konu alır.Antigone'nin ağabeyleri savaşta birbirlerini öldürürler.Kral Kreon, düşman olan ağabeyin gömülmesini yasaklar.Tarihin ilk kadın direnişçisi olan Antigone ve düşmanı Kreon'un dünyaya bakış açılarındaki farklılık, modern ve antik olarak ikiye ayrılmıştır.Antigone geleneklerini, Kreon kuralları savunur.Tüm olaylar geçmiş ve geleceğe şahitlik eden bir ağacın altında geçer.Proje, dekorun mucidi Sofokles'in bu antik oyununun dekor ve oyuncular kullanılmadan seyirciye sunulan modern versiyonudur.  

"Yakın" Afiş Sergisi / Sayısal Ortamda Tasarım, 50x70 cm, 2020

Proje Yakın Tiyatro sezon oyunları için tasarlanan afiş tasarımlarından oluşmaktadır.

Yedi günahı konu alan sözsüz oyun "Plastik Kelimeler",

Terzide bulunan cansız mankenin kıyafetlerle karakter değiştirmesini konu alan komedi oyunu "Moliere'nin Terzisi",

Sofokles'in Thebai üçlemesinin son oyunu "Antigone".

Sivri

Sivri 1, 15cm x 20cm x 35cm, Plaka Tekniği, Şamotlu Creaton, 2019

“Sivri” isimli işler Filiz Bingölçe’nin Kadın Argosu Sözlüğü isimli kitabından seçilen bir kavram ile ortaya çıkmıştır. Sivri sözlük içerisinde; Tuhaf fikirli, alışılmadık kişi, olarak geçmektedir. Her biri birbirinden sivri haller içeren deforme edilmiş kadınlar bu kelimeye ithafen oluşturulmuştur.

Sivri 2, 15cm x 20cm x 35cm, Plaka Tekniği, Şamotlu Creaton, 2019

Sivri 3, 15cm x 20cm x 35cm, Plaka Tekniği, Şamotlu Creaton, 2019

Pars Yoksunluğu

Pars Yoksunluğu, 55cm x 30cm x 28cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2020

Anadolu parsı, Anadolu kültü olarak tarihte büyük bir alan kaplamaktadır. Tarihte birçok medeniyette heykel, motif ve duvar resmi olarak karşımıza çıkar. Geçmişten günümüze kadar gelen süreçte ise varlığı yine onları önemli olarak düşünen insan tarafından sonlandırılmıştır. Sebebi ise doğal alanlarını işgal edilmesi ve bilinçsiz bir şekilde avlanmasından kaynaklanır. Bu eserde "Pars günümüze ve insanlara uyum sağlayabilir miydi?" sorusu üzerinde durulmuştur.

Şehir Kedisi, 55cm x 15cm x 17cm, El ile Şekillendirme, Seramik, 2018

Uyum canlıların var olma süreci için önemli bir olgudur. Canlılar uyumlu olduğu tabiattan farklı bir tabiata uyum sağlayamaz ise yaşamına devam edemez. Kediler, insanların yaşam alanları genişletmesi ve tabiatı katletmesi sonucu varlığı sürdürebilmek için insanların yaşam şartlarına uyum sağlamıştır. Bu sayede ev kedisi diye bir kavram ortaya çıkmıştır. Ev kedisi kavramı sadece evde yaşayan bir kediden ziyade şehre uyum sağlamış, yaşamını sürdürebilen kedi anlamına gelir. “ŞEHİR KEDİSİ” Şehirde yaşamak zorunda olan kendi tabiatını kaybetmiş kedidir (canlıdır).

ÖTEKİ BEN SERİSİ

Tuval üzerine akrilik,120x80cm,2019

Tuval üzerine akrilik,100x70cm,2019

Tuval üzerine akrilik,60x60cm,2019

İçinde bulunduğumuz tüketim toplumunda ihtiyaçlarımızı karşılamaktan çıkıp tükettikçe tükettiğimiz aynı zamanda tükettikçe “tükendiğimiz” bir hale gelmekteyiz. Bu durumda her şey monotonlaşmaktadır. Bu monotonlukta yaşamın anlamı, anlamsız yaşamdır. İçeri ve dışarı kavramları sorgulamaya açık bir konuya dönüşür. İçeri ve dışarının önemi kalmadığında bireyin de dış görüntüsünün önemi kalmaz. İçeriye ait olan her şey dışarıya da aittir ve dışarısı da senindir.

Resimlerimde bu  toplumun uçsuz bucaksız dünyasına sıkışmış ve yabancılaşmış insanların ruh hallerini yansıtmaya çalışıyorum. Aynı zamanda kendiliğinden dile gelen duyguları, duyguların oluşturduğu mekanı ve nesneler üzerindeki psikolojik yansımalarını ifade ediyorum.

Engelsiz- İsimsiz- Soyutlanmış Büst- Başkalaşım

Engelsiz
Metal
78 x 16 x 8 cm
2019

İsimsiz
Metal
58 x 25 x 32 cm
2019

Soyutlanmış Büst
Metal
48 x 42 x 22 cm
2019

Başkalaşım
Metal
106 x 35 x 35 cm
2019

Salt Ego

Salt Ego

Alçı/ Alçıbezi, Figür Kalıp

2020

øø / Cheetah Doodle for Google

øø / Dijital illüstrasyon, 140x85 cm (16536x 10452px 300 res.) 2020

øø adını verdiğim, mistik ve kadim öğretilerden ve bilincin kendisinden esinlenerek oluşturduğum, her biri kendi içlerinde insanın varoluş yolculuğuna dair sembolik felsefi anlamlar taşıyan illüstrasyonların bir araya gelerek oluşturduğu spritüal bir kurgu dünyasıdır. Eserin adını .. koymama rağmen (iki nokta) şeklinde okunmamaktadır. Eseri tanımlarken kullanacağım tek imge ..’dır.

Bu görsel dünyanın, hareketli hale getirilerek video formatında sunulması ve sembolize ettiği anlamların da videonun içinde edebi bir metinle anlatılması hedeflenmektedir.

Bitirme projesi olarak hazırladığım projenin gidişatını olumsuz yönde etkileyen, küresel olarak yaşadığımız olağanüstü hal nedeniyle başlangıçta projeyi basarak tablo haline getirip arttırılmış gerçeklikle destekleme fikrinden vazgeçip, dijital olması kararlaştırılan sergi için hareketli illüstrasyon haline getirmeye karar verdim. Sergide eseri bir bütün olarak sergilemenin yanı sıra Sorumlu hocamdan aldığım eserde bulunan illüstrasyonları parça parça da sergileme önerisini gerçekleştirmek fikrindeyim.

Cheetah Doodle for Google / Hareketli Dijital illüstrasyon, 2585x1594px 132 dpi. 2020

Fakültemizin illüstrasyon dersi için hazırladığım Google yaban hayat temalı hareketli illüstrasyon.

Dönüşüm-Laçin

Dönüşüm

Plastik Eritme

17 x 51 x 18 cm

2020

Laçin

Tutkal, Karton

37 x 52 x 23 cm

2020

Burada da Böyle! - Erime 2

Burada da Böyle! - Erime 2

Burada da böyle!

Ampul iletken üzerine modelaj çalışması, 7 x 7 x 27 cm, 2020

"Erime” kavramı üzerinden bedenin bir parçası olan figür ,  yer edinme çabası güdülerek günlük yaşantıda  kullanılan nesnelerle ilişkilendirilip bütünlük oluşturacak şekilde ele alınmıştır. Bu noktada insan-nesne ilişkisi yansıtılmak istenmiştir. Mekan olarak görülen ampul, insanların kullandığı nesneden ziyade yer edinme ve yaşam alanı oluşturma güdüsüyle ele alınmıştır. Zihinde oluşan imgeyi gerçekleştirmek amacıyla insanların yaşadığı mekansal alan  düşsel olarak tasarlanıp  somut  şekilde gerçekleştirilmiştir. Erime kavramı adı altında bedenin bir parçası olan figür biçimsel olarak akıcı, sürreal olması amaçlanmıştır. Erimekte olan figür ve kullanılan nesne arasında bir kompozisyon oluşturulmuştur.

Erime 2

Alçı döküm. Ahşap sandalye, Alçı, 35 x 68 x 42 cm, 2020

Erime kavramı üzerinden yer edinme, mekan yaratma çabası güdülerek bedenin bir parçası olan figür ve ahşap obje ile  bir kompozisyon oluşturulmuştur. Kompozisyonu oluşturma sürecinde figür, objeye bağlı bulunması dolayısıyla ilişki kurarak  biçimlendirilmiştir.Günlük yaşamda olduğu gibi insan-nesne ilişkisi bu noktada gösterilmek istenmiştir. Ahşap obje, mekansal olarak temsil edilmiştir  Erimekte olan figür, mekan ile ilişki halinde  biçimsel olarak  tekdüzeliği en aza indirme çabası ile yaratıcı , akıcı, sürreal olması amaçlanmıştır.

Dilsiz Mafyalar

Dilsiz Mafyalar, 32cm x 50cm x 27cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2020

Hayatımızdaki yaşadığımız duygu döngüleriyle başa çıkamadığımız durumlarda kendimizi şişirip bir balon misali patlatmaya hazır hale geliyoruz kendimiz ile ilgili sorunlara gülüp geçsek de insanların birbirlerini anlamaya, konuşulanların irdelenmeye ihtiyacı vardır. Bir insanı ten rengiyle, diliyle, kültürüyle, değerleriyle yargılayabilecek kadar bilinçsiz bir topluma dönüşmekteyiz ama asıl fark edemediğimiz bu düzenin bizi ne kadar boğmuş olduğudur.

Human I-Human II

Human I

Video Mapping

2020

Human II

Video Mapping, 3D Print

2020

Saplantı

Saplantı, 25cm x 30cm x 30cm, 3 Birimden Oluşan Kompozisyon, Serbest Teknik, Siyah Kil/Beyaz, Kil/Cam, 2020

Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir olarak tanımlanabilir.

Kişi için gerçeklik duygusunun bozulmadığı, fakat bilincinin gerçekliği olmadığını bilmesine rağmen kendi yarattığı doğruluğa inanma çabasıdır. Özenin içinde bulunduğu olağan dışı saplantılı durum ve kendini düşüncelerine karşı durma eylemine şartlandırması, çelişkili bir kısır döngüyü beraberinde getirir. Duyguların uyuşup duyarsızlaşması özneyi duygudurum bozukluğuna (donuk olma durumu) sokar.

Öznenin, varlığının özünü oluşturan saplantılardan kurtulamaması, durumun sürekliliğini beraberinde getirir.

Özbenliğe Tırmanış, 20x20x15 cm, Serbest Teknik, Siyah Kil/Beyaz Kil/Cam, 2019

Kimlik: Toplumsal bir varlık olan insana özgü belirtiler, nitelikler ve özelliklerle, bir kimsenin belirli bir kimse olmasını sağlayan koşulların, onun kişiliğine ilişkin özelliklerinin tümü, bir insanın kim olduğu, olarak tanımlanabilir.

Kişinin özbenliğini tanımlama ve kimliğini oluşturma süreci varoldukça devam eder. Öznenin varlığını anlamlandırma çabası, özbenliğini keşfettiği süreçtir, bu tırmanış özne yaşadıkça devam eder.

Distortos

Distortos, 100cm x 50cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2019

Distortos İspanyolca bozuk form anlamına gelmektedir. Hammaddesi toprak olup geleneksel el sanatları olan, elde, kalıpta veya tornada biçimlendirilmiş, fırınlanmış her tür eşyanın genel adı olan geleneksel el sanatlarında, suyu taşımak, muhafaza edebilmek için kaplar yapma zorunluluğundan seramik çömlekçilik tarihte yer edinmeye başlamıştır. Günümüzde de fonksiyonel yapısı kaybolmaya başlayan çömlekçilik sanatında da bu tarz artistik vazolar yer edinmeye başlamıştır. Bunlara istinaden yapmış olduğum bozuk formlara sahip vazolar da atristik bir vazo çeşitidir.

MırGır Şiir Kitabı

 Dijital Kolaj ve Suluboya Teknigi, 33x22 cm, 2020

Havsala

Havsala, 75cm x 24cm x 62cm, Kalıp ve Elle Şekillendirme, Kil, 1200°C, 2020

Toplum yaşamından kaçıp tek başına yaşarken içine attığın şeyler bir süre sonra içine sığmaz, taşar ve seni değiştirmeye başlar. Sen, eski sen değilsindir artık, değişirsin, çıktığın kalıba uymazsın ve toplum yaşamına geri döndüğünde artık seni eski halinle hatırlamıyor olursun. Artık herkes için farklı yansımalarla var olursun.

Uluorta

Uluorta, 17cm x 15cm x 10cm, Elle Şekillendirme, Seramik, 2018

Bipolar bozukluk ya da iki uçlu duygudurum bozukluğu depresyon ve mani dönemleri olarak ikiye ayrılır. 

Yapılan çalışmada mani dönemi ele alınmıştır.

Mani veya taşkınlık dönemi duygu durumunun çok yükseldiği dönemdir. Depresyonun aksine kişi anormal düzeyde enerjik, mutlu hissetmektedir. Oldukça zinde hissedebilir ve sanrılar, hezeyanlara maruz kalabilir...

Çalışmada da insan bedeninin maniye maruz kalarak uluorta davranışlarda bulunması öngörülerek ele alınmıştır.